Gölün Dibindeki Ev

Kitabın on yedi yaşında iki gencin başından geçen gerçeklik dışı bir olayı konu edinmesi ve korku/gerilim kategorisinde olması onu, yıllardır okunmayı beklediği kitaplığımın rafından elime almama neden oldu. Basımından birkaç yıl sonra almış olmama rağmen bir türlü okuma fırsatı bulamamıştım. Hikaye, on yedi yaşında iki gencin ilk randevu için pek bilinmeyen bir gölde kano yaparken gizli bir göl bulmaları ve ardından bu gölün dibinde bir ev olduğunu farketmeleri ile başlıyor. Sonraları ise bu evin kendisini keşfetmeleri ile devam ediyor olaylar.

Birbirinden gerilim dolu sayfaları merakla kurcalarken genel hatlarıyla edebi bir eleştiri isteği duyduğumu ve bu kitaba böyle bir eleştiri yapabileceğimi düşünmüyorum. Hızlıca okuduğum sayfalarda içimde körüklenen merak giderek arttığından kitabın sonu benim için bir hayal kırıklığı oldu. Normal zamanlarda alanıma yönelik kitapların yoğunluğundan kaçmak İçin kurgusal kitaplara yöneldiğimden beni meraklandıran kitaplar için beklentilerim biraz fazla olabiliyor. Ancak, bu kitapta olduğu gibi, bana göre sonu getirilmemiş ya da getirilememiş kitaplar insanın canını sıkıyor. İçine girdiğiniz bambaşka bir evrenin bitiş sınırlarına ulaşamadan o evrenden dışarı atılıyormuşsunuz gibi ve atıldığınız yerde o evrenin değerini sorgularken buluyorsunuz kendinizi. Doğal olarak da böyle hissetmek rahatsızlık yaratıyor ve içten içe çığlıklar atarak sonrasında olanları da sorguluyorunuz. Kendi adıma, sonu benim hayal gücüme bırakılan sonları seviyorum aslında. Bana özel ve ait olan o sonlarla gayet barışığım ancak bu kitapta durum bambaşka. Kitap otuz dördüncü bölümde bitseydi kesinlikle daha olumlu eleştiriler yapabilirdim ancak mevcut sonu itibarıyla kitabın bütün heyecanını ve merakımdan doğan hisleri kaybettim.

Asıl eleştirime dönersek Josh Malerman’ın bu eseri; basit bir dil ile yazılmış, yer yer durağanlaşan, tamamlanamamış bir kitaptır. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, bu eser aynı yazarın Kafes adlı eerini okumuş olanlar için başlı başına bir hayal kırıklığı niteliğinde. Böylesine yaratıcı bir gerilim konusunun kesinlikle yazar tarafından çok daha iyi bir biçimde işlenebileceği kanaatindeyim ve bu sebeple üstünkörü demekten de geri duramayacağım.

Yayım tarihi
Sanat olarak sınıflandırılmış